Friday, February 25, 2011

24/02/2011 Tarihli Toplantı Raporu

Merhabalar,

24.02.2011 tarihli dersimiz proje 3 ve 4 öğrencileri olarak birlikte toplantı halinde işlendi. 
Toplantıya Otizm Vakfı'ndan Ebru Hanım da katıldı. 
Aşağıdaki kısımda Proje 3 öğrencilerinin fikirleri ve bunlara yapılan yorumlar vardır.


Thursday, February 24, 2011

Mimik Öğretici Oyuncak Araç

Amaç:
Araştırmalarım ve önceki bilgilerimden derlediğim proje fikrim, çocuklara mimiklerle anlamları ve duyguları eşleştiren bir sistem ve araç tasarlamak oldu. 

Çalışma Prensibi:
Arayüzünü sonradan oluşturacağım sistemde, test benzeri usülle, çocuk ekranda görünen mimiği alakalı görüntüler ve ses desteğiyle algılayarak taklit etmeye çalışır. Bir yanda da kendini ekranda gören çocuk, yapması gereken mimiği, hafızasına eklediği alakalı görüntüler ve sesle birleştirerek anlamlandırır.

Sosyalleşme:
  • Bu test benzeri oyunun karşısına iki kişi yanyana geçerek, ekranda yapılması istenileni yapabilirler.
  • Sistemin bulunduğu etrafındaki başka araçlara bağlanarak; çocuklar birbirlerini izleyip, aynı mimikleri yapabilirler.

Sistemin çalışacağı araç:

Tutma boşlukları sayesinde, kullanılmadığı zamanlarda rahatlıkla tutulur.
Yumuşak butonlar darbelere dayanıklıdır ve serbestçe dönebilirler. 

SD Kart girişi yeni içerik yükleme amacıyla kullanılır.
Kulaklık saklama kısmı, kulaklığın her zaman araçla birlikte olmasını sağlar.
Böylece gürültülü ve kalabalık yahut sessiz olunması gereken ortamlarda da çocuk bu aracı kullanabilir.

Çıkarılabilinir pil sayesinde, pil bitince yedek pil takılır.
Piknik yahut uzun mesafe yolculuğu gibi durumlarda çocuk bu oyuncaktan mahrum kalmamış olur.

En Temel İletişim

Her gün farkında olsak da olmasak da karşımızdaki insanlarla konuşmasak bile sürekli bir iletişim halindeyiz. Beynimiz bu iletişimi hiç kesmeden, etrafta olup biteni sürekli yorumlayarak bizi ani olacak şeylere karşı tetikte ve hazır tutuyor. Hiç konuşmadan yaptığımız en temel iletişimse mimiklerimizle gerçekleşiyor. Bu temelin üstüne vücut hareketlerini ve sesli (ve bazen görsel) iletişimi koyuyor ve gündelik hayatımızı otomatik bir yorumlama eşliğinde yaşıyoruz.

Otizmlilerdeyse bizden farklı çalışan beyinleri yüzünden mimiklerdeki anlamları yakalayamıyorlar. Suratta oluşan şekilleri duygularla ilişkilendiremediklerinden, hem bizi anlayamıyor hem de bizlere kendilerini kolaylıkla anlatamıyor yani bizlerle olan iletişimleri sekteye uğramış oluyor. Mimiklere yansıtılan duyguların saliseler içersinde değişebildiği bir durum varken, küçücük bir algılama gecikmesi bütün anlam bütünlüğünü yok ediyor. Sonucunda iletişimde bulunulan insanın duyguları anlaşılmıyor, otistikler de kendilerini geri çekiyor ve toplumdan biraz da korkarak uzaklaşmaya başlıyorlar.

Özel okullarda verilen eğitimlerle, çocukların olabildiğince diğer insanlarla beraber eğitici ve öğretici etkinlikler dahilinde zaman geçirmeleriyle iletişim kurma ve becerilerini gösterebilme konusunda adımlar atılıyor, çocukların zeka güçleri ortaya çıkarılıyor. Ayrıca ailelerin çocuklarını okullara gönderene dek ve sonrasında da çocuklarının sürekli yanında olmaları da bu sürecin en önemli etmeni konumunda.

 Los Angeles Times gazetesinde çıkan haberde Kaliforniya Üniversitesi'nde (UCLA) yapılan bir çalışmaya göre, bunlara ek olarak bilgisayar tabanlı eğitimlerin de önemli durumda olduğu açıklanıyor. İngiltere'de yapılan bir bilimsel çalışmada, "The Transporters" filminde aktörlerin suratlarının araçlarında kullanılması, çocukların mimikleri öğrenmesine yardımcı olmuş. Ayrıca İngiltere'de otistik çocukların sosyal kabiliyetlerini arttıcı terapi robotları kullanılıyormuş.

Otizm Nedir?

Bu post Otizm.org'tan alıntıdır. 


Otizm nedir?


Otizm, sosyal ve iletişim becerilerinin oluşmasını etkileyen bir gelişim bozukluğudur. Otizm genellikle yaşamın ilk 2 yılında ortaya çıkar. Otistik çocuklar genelde öğrenme zorluğu çekerler. Otistik çocukların büyük bir kısmında farklı seviyelerde zeka geriliği görülse de, zeka seviyeleri normal otistik çocuklar da vardır. Ancak genel zeka seviyeleri ne olursa olsun, Otistik çocuklar çevrelerindeki dünyayı algılamakta ortak bir zorluk çekerler
Bir annenin doğum sonrası çocuğunun (tüm özür grupları dahil olmak üzere) özürlü olma oranı %2dir; Otistik olması oranı ise %0.5′tir (eskiden bu oran 4/10.000 olarak değerlendirilirdi). Bir otistik çocuktan sonra, ikinci çocukta otizmin ortaya çıkması riski %3 dür. Otizm erkek çocuklarda kız çocuklarından 4 kat daha fazla görünmektedir Her çocuktaki otistik belirtiler ve bunların seviyesi farklılık gösterebilir, bu nedenle otizmin seviyelerini kategorize etmek güçtür. Ayrıca, Asperger Sendromu ve Rett Sendromu olarak bilinen otizm formları da bulunmaktadır.
Otizmin Belirtileri Nelerdir?
Otistiklerde, etkilenme dereceleri değişse de, aşağıdaki ortak belirtiler görülür;
  • Sosyal ilişkilerde güçlük Konuşma güçlüğü
  • Sessiz iletişimde zorlanma
  • Oyun oynama ve hayal gücünü kullanmada zorlanma
  • Değişikliklere karşı tepki ve direnç gösterme
Otizmin tipik özellikleri

Otistik Bir Çocuk,
  • Başkalarına karşı ilgisizdir.
  • Göz temasından kaçınır.
  • Başkaları ile kendiliİinden iletişim kurmaz.
  • İsteklerini bir yetişkinin ellerini kullanarak belirtir.
  • Diğer çocuklarla oynamaz.
  • Sürekli bir konu üzerinde konuşur. Sebepsiz şekilde ağlar, güler ve sebepsiz davranışlarda bulunur.
  • Anlamsız sözleri üst üste tekrarlar.
  • Nesneleri tutup sürekli döndürmekten hoşlanır. Değişikliklerden hoşlanmaz.
  • Yaratıcılık gerektiren oyunları oynayamaz.
  • Bazıları yaratıcılık gerektirmeyen bazı işleri oldukça hızlı ve iyi yapar.

Repeat


Jesse Resnick'in özel olarak tasarladığı bu saatler, otistiklerin bazı davranışları belirli zaman dilimlerinde sürekli tekrarlamalarından yararlanılarak oluşturulmuş. Bahsedilen bu davranışlar içersinde; kafa ve vücut sallamak, elleri bir yere vurma ve  kendini kaşıma gibi sürekli tekrar edilen davranışlar mevcut.

Bu saatle amaçlanan şey ise çocukların bu davranışlarını bırakıp; vurabilecekleri, ısırabilecekleri, sıkabilecekleri vs. bir obje yaratıp ilgilerini kendilerinden saate kaydırıp, onları sakinleştirmek. Buna ek olarak üzerindeki zamanlayıcı ile bu davranışlarını sürekli yapmak yerine, alarmın çaldığı anlara indirgemelerini sağlıyor.



Lakin bu araç her otistik çocukta işe yarayamıyor. Bunun sebebi her çocuğun kendine has bir davranış düzeni olmasından kaynaklanıyor. Bazı çocukların davranışlarının yoğunluğu yüzünden, ilgilerinin saate çekilmesi imkansız kalıyor. Kaynağa göre bu araç yine de bir çok çocuğa yardımcı olabilecek işleve sahipmiş

Kaynak: Yanko Design

The longer a child with autism goes without help, the harder they are to reach

TreeHouse Autism'in yaptırdığı bu farkındalık işlerinde, otistik çocukların özel ilgi ve yardım almaksızın etraflarından nasıl soyutlandıkları anlatılıyor.

Müşteri: TreeHouse Autism (http://www.treehouse.org.uk)
Ajans: CHI & Partners
Fotoğraf: Tim McPherson

Yetişkinlerde Otizm Teşhisi

King's College London'da yapılan 20-68 yaşları arasındaki insanlar üzerinde yapılan araştırmada, özel bir ayıraç boyayla yapılan taramalarla, yetişkinlerde otizmin yüzde 90 başarı oranıyla tespit edilebildiği saptanmış.

Taramalarla elde edilen sonuçların geleneksel metodlara (IQ testi, kan testi, psikiyatrik görüşme ve sağlık kontrolü) oranla daha kesin sonuçlar verdiği görülmüş.

Bu tekniğin geliştirilerek gelecekte çocuklardaki otizmin varlığını saptaması amaçlanıyormuş.




Kaynak: Futurity.org

Konu: Otizm

Otizm, otistikler, savantlar...

Mantık, asosyallik, farkındalıklar...

Bizim için zor olan şeyleri rahatlıkla çözebilirlerken; bizim için önemsiz, direkt yaşadığımız şeyleri anlayamayan ve yapamayanlar... Onlar aslında bizden çok farklılar.

2011 - Bahar döneminde Ayça Ünlüer danışmanlığında aldığım Proje 3 dersinin ilk proje konusu:
Otizmlilere özellikle de otistik çocuklar için, çevreleriyle daha kolay iletişim kurmalarına yardımcı olacak interaktif bir araç tasarımı.

Not: Yan taraftaki grafik çalışma, otistiklerin toplum içinde kaldıkları durumu özetliyor.